Ağaçların sadık selamcısı
Avucunda evine götürüp yetiştirdiği filizlerin
şefkatli bakıcısı
Hirayama- “Huzurlu Dağ”
Demek ki, huzurla uyanış ve
gökyüzüne her sabah bir tebessümle bakabilmek
şeylerden, yerlerden bağımsız
“Şimdi, şimdide.”
Huzur, talep etmemekte, beklememekte
Kendi yarattığın mükemmel düzen
Günlük işlerinin sırası ve sadeliği
Beklentin sadece temizlediğin klozetin santiminde
Ve dışındaki güzelliğin kendisinde,
yaprakların duvara yansıyan gölgesi mesela,
beklenmedik, her an dikkatini çekebilme özgürlüğünde
*
Geceleri çevrilen kitabın sayfası,
Yeni gününün yoluna eşlik eden şarkı da
huzurunun parçası
Müziğin sözü ya da sözün arası da,
bir anda ve herhangi bir yerde olmaktı belki bir anlamda
Hep uzaklara bakışın da
Geçmişin, değiştiremediklerin ve artık hayatına dahil etmek istemediklerin
Çoğu reddedişin, aza gidişin
Geride bırakışın, vazgeçişin kararlı
Yine de
Geride bıraktıklarının gözlerini yaşartması,
Tebessümün teslim olmayışı
Büyük ihtimalle acının doğurduğu bir dağın sonsuz sükuneti
Çektiğin fotoğraflar, kusursuz arşivi,
ağacın altındaki huzuru sabitlemek miydi
Ki o imkansız… ama zaten sanat bu değil mi?
Olmayanı oldurmanın bin bir hali
*
Peki sık sık kadraja giren çeken ‘skytree’?
Şehirler, ağaçların yerini alan ışıklı yükselenler
Akçaağaçlara tepeden bakan ışıklı kule
Şehirdeki hayatın huzuruna dair ne söylüyordu
*
Ağaca sarılan adam, yanından geçenin deli dediği,
Ahtapot zihinden özgür, 3 yaşındaki bir çocuk gibi
Ağacın yanı başını kendine mesken edinmişti.
Bir başka ağaçdaş…
Filmi izlediyip de bunları yazdıktan 1 hafta sonra şehre karıştığımda,
bir genel tuvaletin önünden geçerken
şu da aklıma geldi;
acaba tuvaletin her santimetrekaresinde temizlediği,
geçmişinde arınmak istediği o kirler,
kirlerin içindeki izler miydi?
*
İzlediğimden günden beri, film hala parçaları arasında bırakılmış o boşluklarda işlemeye devam ediyor. Sona ermiyor. Karakterin ismi Hirayama’nın anlamı “Huzurlu Dağ”, bunu araştırmazsak bilmiyoruz. Ama parçalardan biri de o.
İzlenimlerimi yıllar sonra yazdım “Film Kapanı”na. Parçalar arasında gezinirken döşediğim taşlar üzerine.
Çoğu kişisel olabilir ama zaten bence bu filme özel olan buydu. Film huzurun penceresinden ve Hirayama’nın gözlerinden şimdiye bakıyordu. İzlemiş kiminle konuşursam, boşluklar başka başka dolmuştu. Bu da ustayı usta kılan olsa gerek.
Filmle için gezinirken, resmi web sitesine de uğradım, ve orada başka bir hoşlukla karşılaştım! Bu da gidene sürpriz kalsın https://www.perfectdays-movie.jp/en/